Türkiye İran İslam Cumhuriyetinin Suriye politikasını bu defa itiraf etti ve Davutoğlu: “İran, İsrail karşısında güçlü bir Suriye istiyor” dedi.

Davutoğlu komik bir şekilde sanki Suriye yönetimini yıkıp bölgeyi paramparça edecek gruplara destek olmuyormuş gibi bir de Sykes Picot anlaşmasından dert yandı.

Türkiye Yönetimi aynı şekilde başına buyruk adımlar atmaya çalışan ve Amerika’ya has uşaklık yapıp bağımsızlık açıklamalarına Siyonist İsrail’in bizzat destek verdiği Kuzey Irak yönetimini gasbetmiş Barzani ile her türlü ilişkiyi kurup, merkezi Irak Yönetiminden izinsiz petrol ticareti bile yaparak bu ülkenin de parçalanmasına ön ayak olarak Sykes Picot’un fahri uygulayıcısı oldu.

Peki Türkiye Bu Açıklamayı Yapana Kadar Suriye’de Neler Olmuştu?

Siyonist İsrail’in karşısında dimdik duran tek Arap Yönetimi olan Suriye devletini yıkma oyunları Büyük Ortadoğu Projesine yani aslında Büyük İsrail Projesine alet olan Türkiye gibi devletleri akan kanın her damlasında sorumlu kıldı.

İran İslam Cumhuriyetine Suriye savaşı üzerinde mezhep fitnesi de kullanılarak satılmış medya aracılığı ile toplu karalama faaliyetlerine start verildi.

Bugüne kadar Siyonist İsrail ve Emperyalist Amerika’ya karşı bir tavır takınmamış, katliamlarına ses çıkarmamış hatta bunlara alet-müttefik-ortak olmuş ülkeler bir anda Suriye Yönetimini yıkmak için sıraya girdi.

Kendileri adi birer krallık olan ve zulmün her türlüsünü halkına reva gören Arap Kralları sahipleri olan Amerika’ya bugüne kadar olmadıkları kadar sadık uşaklı etme gayretine büründü.

Onlarca yıldır El-Kaide benzeri temele sahip grupların katliam-tekfir zihniyeti ile özel olarak yetiştirilen ve kandan beslenen sözde Muhalif Tekfirci Gruplar yalancı özgürlük naraları ile Suriye halkının üzerine akın akın saldırmaya başladı.

Bu fitne ateşinde en aktif ülkelerden biri de Amerika’nın güncel Ortadoğu savaşlarının zeminini oluşturduğu Büyük Ortadoğu Projesine yani BOP’a gönüllü eşbaşkanlık eden Türkiye yönetimi oldu.

Türkiye Yönetimi Suriye’ye kan akıtmaya giren Tekfirci Grupların ana giriş kapısı olma “ONURUNU!” üzerine alma yolunda kimseyi kendine rakip görmeyeceğini gösterdi.

Türkiye de dahil olmak üzere Filistin Direnişi ve diğer mazlum halklara bir kurşun bile vermeyen Arap Rejimleri gibi yönetimler, Siyonist Yetkililerin bizzat açıkladığı gibi Siyonist İsrail’i tarihinde olmadığı kadar rahatlattı.

Ancak ne planlar tuttu ne oyunlar sonuca ulaştı. Suriye Halkı devletini yalnız bırakmadığı gibi Direniş Ekseni de üzerine düşeni yaptı. Suriye Yönetimi 100 kadar ülkeden gelen sayıları belki de yüz binden fazla kan emiciye karşı dimdik ayakta durdu.