Kıymetli takipçilerimiz işgalci ve zalim Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarına yaptığı saldırılar sonucu yeniden patlak veren çatışmalarda Azerbaycan ordusunun, halkının ve yönetiminin yanında olmakla birlikte, özellikle Türkiye medyasında sanki karanlık bir elin düğmeye basması ile başlayan İran’a yönelik karalama kampanyasına yıllar önce Erdebil Cuma İmamı Ayetullah Seyyid Hasan Amuli’nin verdiği cevabın geniş özetini İstanbul Türkçesi ile sizlere aktarmayı uygun gördük.
Ayetullah Amuli 8 Temmuz 2016 yılında irad ettiği bu hutbesinde Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisindeki 3 milletvekilinin İran’a yönelik hakaret ve iftiralarına verdiği cevapta Karabağ konusu ve Siyonist İsrail’in Azerbaycan’daki faaliyetleri ile ilgili şu tarihi bilgileri veriyor:
‘Teessüf ile öğrendik ki geçen hafta Azerbaycan meclisinde 3 tane milletvekili İran’a karşı ağıza alınmayacak sözler sarf etmiş. Bizim milletimize, hükümetimize, ülkemize ve her şeyden daha da önemlisi rehberimize (İmam Hamenei’ye) bizim yüreğimizi çatlatacak ağır hakaretlerde bulunulmuş. Buna çok üzüldük. Ey Azerbaycan, İran sana hangi hizmeti sunmaktan geri durdu. Dünyada hangi ülke İran gibi sana hizmet etti. Toprağımızı sizin hizmetinize sunduk.
Nahçıvan ile Azerbaycan’ın irtibat köprüsü İran’dır. İran olmasa Nahçıvan yıkılır. Karabağ’da İran size az mı yardım etti? Azerbaycan milletinin bunu bilmesi lazım, bizim milletimiz bunu biliyor gerçi. Bize diyorlar ki İran Ermenistan ile ilişkilerini neden kesmiyor? Bakın eğer biz bütün konuları burada açarsak Azerbaycan devletinin yöneticilerinin haysiyetleri yerle bir olur. Şimdi bunlar konuştukları için bize de bazı sözleri, gerçekleri açıklama fırsatı doğdu. Ben ilk önce şunu söylemek isterim; eğer camdan köşkte oturuyorsan başkalarına taş atmayacaksın.
Kendileri de biliyor ki Ermenistan’a silahı Rusya vermektedir. Bu sorunun arkasında Rusya vardır. Ermenistan parayı da Amerika’dan almaktadırlar. Amerika 2 milyar dolar bunlara para verdi. Ayrıca Ermenilerin kurduğu sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ne de 200 milyon dolar para verdi. Bu sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ni sadece Amerika Birleşik Devletleri resmiyette tanımıştır. Bunun anlamı şudur; ABD Karabağ’ı Azerbaycan toprağı olarak tanımamaktadır. Azerbaycan’ın milli hakimiyetini tanımamaktadır.
Amerika’nın Dışişleri Bakanı Azerbaycan’a geldiğinde bir kelime dahi senin toprak bütünlüğünden konuşmadı. Sen orada ona niye itiraz etmedin. Amerika bunu yaparken de sözde insani değerlerin arkasına sığınmaktadır. Amerika başka yerlerde niye insani değerleri göz önüne almamaktadır da sadece Karabağ’da Ermeniler söz konusu olunca insaniyeti hatırlamaktadır.
Öte yandan Ermenistan’ın temel ihtiyaçlarını Türkiye temin etmektedir. Erivan’da pazara bir çık ne görürsen Türk malıdır. Bu konuda Türkiye’nin büyükelçisinden sordular dediler ki, ‘siz diyorsunuz ki Türkiye’nin Ermenistan ile hiçbir ilişkisi yoktur fakat Ermeni pazarındaki malların hemen hemen tamamı Türkiye menşelidir?’ Büyükelçi ilginç bir cevap verdi bu soruya dedi ki, ‘Türkiye’nin siyaseti ile ticareti birbirinden ayrıdır. Bizim siyasetimizin ticaretimizi gölgelemesine izin vermeyiz. Bu yüzden Ermenistan bizden ne istese satarız.’ Şimdi Azerbaycanlı yetkililere soruyoruz bu konuda Türkiye’ye neden itiraz etmediniz. Sürekli dilinize İran, İran, İran diye dolamışsınız. Tabii burada bir plan var.
Şimdi bizim aleyhimizde konuşan Azerbaycanlı milletvekillerine ben sormak istiyorum; Ebulfez Elçibey’in zamanında Karabağ’da kıyamet koparken, savaş varken Türkiye Ermenistan’ın ihtiyaçlarını karşılarken siz neredeydiniz?’
Kelbecer muhasara altında olduğunda Türkiye’ye ne kadar yalvardınız helikopter verin de buradaki Azerileri tahliye edelim diye. Onlar sizi ka’le bile almadılar, o zaman neredeydiniz? (Türkiye’de 1993’de Süleyman Demirel’in başbakan olduğu dönem) Avrupa Birliği ve Amerika da Ermenistan’a destek verdi. Ermenilerin soykırım iddialarını resmiyette tanıdılar. Siz o zaman neden sesinizi çıkarmadınız?
Sarkozy, Bakü’ye geldiğinde ne sizin toprak bütünlüğünüz ile ilgili bir kelime etti ne de Haydar Aliyev’in kabrini ziyaret etti. Bakü’den sonra da Ermenistan’a geçti ve soykırımı resmen tanıdığını ilan etti. Bunlara rağmen siz hâlâ İran, İran, İran deyip duruyorsunuz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda hiçbir batılılı ülke Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ile ilgili lehte oy kullanmadı. O zaman sesiniz niye çıkmadı? Siz bu ülkelerin aleyhine bir tek kelime sarf etmiyorsunuz habire İran’ı karalıyorsunuz. Bunda bir iş var, bunun ortaya çıkarılması lazım.
Ben buradan Azerbaycan halkına sesleniyorum. Bu gerçeklerin konuşulmasını engelliyorlar fakat bu kürsüyü engelleyemezler. Azerbaycan halkı artık gerçekleri duysun.
Azerbaycan, Gürcistan üzerinden Ermenistan’a benzin satıyor. Yani Azerbaycan yöneticileri böyle stratejik bir ürünü Ermenistan’a satıyorlar. Eğer Azerbaycan bu benzini Ermenistan’a vermeseydi Ermenistan felç olmuştu. Şimdi sen Ermenistan’ı kendi elinle güçlendiriyorsun sonra utanmadan İran’ı suçlamaya kalkıyorsun. Peki bunlar neden bu kadar İran üzerine hassastırlar, bunda bir sır var elbette! Bu sırrın bugün ortaya dökülmesi lazım.
İran’ın Azerbaycan’a yaptığı hizmetler az değil ki! Evvelen ülkemizin topraklarını Azerbaycan yönetiminin hizmetine sunmuşuz. Karabağ’da bizim komutanlarımız ne kadar çok iş gördüler. Haydar Aliyev’in elinden ne kadar çok iftihar belgesi aldılar. Başka hangi ülke size bu kadar hizmet etti? Biz 70 bin Azeri kardeşimizi koruma altına almasaydık o savaşta, onlar ölmüşlerdi. Tahran’da bir yer kurdular orada Azerbaycan cumhurbaşkanına videosu gösterildi, bizim komutanlarımız Haydar Aliyev’in önünde eğittikleri Azerbaycan gençleri ile birlikte askeri geçit töreni yapıyordu.
O sırada komutanlarımızdan biri döndü Azerbaycan cumhurbaşkanına dedi ki; ‘Sayın cumhurbaşkanı siz Avrupa ülkelerinde gezip tozarken ben Karabağ’da savaşıyordum.’ Bu sözün üzerine Azerbaycan cumhurbaşkanı, komutanımızı alnından öptü. Şimdi Azerbaycan meclisinde bize ettiğiniz hakaretler, küfürler Allah’tan reva mıdır? En son meclislerinde, bizim ülkemize diyorlar ki, sizin memleketiniz de dininiz de uydurmadır. 80 milyonluk İran’a bundan daha ağır bir hakaret olabilir mi?
Eğer Karabağ’da İran olmasaydı Allah’a andolsun ki Ermeniler Bakü’yü de işgal etmişti. Siz bilirsiniz ki Ermenilerin hiçbir şecaatı yoktur toprak işgal etsinler. Onlar şayia ile hareket ediyorlardı. Bu şayia yüzünden Ermeniler gelince Azeriler kaçıyorlardı. İşgal etmek istedikleri her şehirde, ‘Ermeniler geliyor’ diye şayia yaydılar ve Azeriler kaçtı. Allah’a andolsun ki Azerileri bizim gönüllü kuvvetlerimiz sakladılar. Peki bizim gönüllü güçlerimizin yaptığı bu hizmete karşılık Azerbaycan yönetimi bize karşı hangi ihanetlerde bulundu?
3 tane ihaneti sadece burada söyleyeceğim size ve hutbemi sona erdireceğim. Bizim istihbarat bakanımız dedi ki; ‘İran’ın nükleer enerji alanındaki bilim insanlarını şehit eden teröristlere İsrail, Azerbaycan’da eğitim vermiş.’ O teröristlerden biri de bunu itiraf etti. Duymuşsunuzdur dedi ki, ‘İsrail bana Azerbaycan’da eğitim verdi.’
Evet bizim mükafatımızın bu mu olması gerekirdi? Bizim bilim insanlarımızın kanı sizin elinizden akmaktadır. Hal böyle iken şimdi bize hakaret mi ediyorsunuz?
İkinci olarak da bir tane İHA bizim ülkemizin hava sahasına girdi ve biz o İHA’yı İsfahan’ın üzerinde uçarken düşürdük. Araştırdık bu İHA kime ait gördük ki İsrail’in. Peki bu İHA nereden havalanmış gördük ki Azerbaycan’ın Lenkeran ilinden.
Biz, size İsrail’in bizim ülkemize İHA göndermesi için mi yardım etmiştik? Madem onlar sırların açılmasını istiyorlar. Evet buyurun biz de sırları açıyoruz. Bizim savunma bakanımız, cumhurbaşkanı Aliyev’in yanına gitti ve bu konu hakkında açıklama istedi. Aliyev ilk önce bu konuyu reddetti. Fakat savunma bakanımız, Aliyev’in önüne belgeleri koyunca Aliyev terledi ve başını öne eğerek şunu söyledi: ‘Benim etrafımdakiler bana ihanet ediyor.’
Evet ona ihanet edenlerden biri Azerbaycan İstihbarat Bakanı Eldar Mahmudov’du. Biz Aliyev’e bu adamın hain olduğunu defalarca söyledik. (Mahmudov, aslen Türkiyeli Yahudilerinden olan o dönemdeki MOSSAD başkanı Tamir Pardo’ya yakınlığı ile biliniyordu.) Onu ev hapsine almıştınız ve sonunda da öldürdünüz. Niye öldürdünüz? Eğer ölmeseydi çok büyük sırlar ortaya çıkacaktı, onun için bu ölmedi, bunu öldürdüler.
Azerbaycanlı yetkililerin söyledikleri sözler bizleri çok üzüyor. Halbuki biz onların izzetini istiyoruz. Bendeniz her hafta hutbelerimde bu konuları tek tek açıp Azerbaycan halkını bilgilendireceğim. Tabii Azerbaycan halkı ne olup bittiğini çok iyi bilmektedir. İran aleyhinde konuşan insanların nasıl insanlar olduğunu Azerbaycan halkı çok iyi bilmektedir.’