Tel Aviv’in kuzeyinde yer alan 110 bin nüfusuyla zengin Herzilya şehrinde Pazar günü onbeşinci güvenlik ve strateji toplantısı düzenlendi. Salı gününe kadar süren toplantıda Siyonist rejimin yüzleştiği sorunlar  akademisiyenler ve önde gelmiş şahsiyetler tarafından ele alınıyor.Filistin’le sürtüşmeler, Siyonist ürünlerin boykotu ve İran’ın nükleer sözleşmesi tartışılan konuların başında yer alıyor.

Şimon Peres

Eski İsrail cumhurbaşkanı İran ile uzlaşmaya, tedbirli olma şartıyla olumlu baktığını açıkladı. Peres herhangi bir uzlaşının savaştan ve kan dökmeden daha iyi olduğunu da ekledi. Konuşmasının devamında Peres İran’ın santrifiyujlarının sayısındansa ortakları olan Çin ve Rusya’nın daha çok endişe uyandırdığını ifade etti. Batı’nın İsrail ürünlerini boykot etmesini bir savaş olarak nitelendirdi, ve bu boykottan hedefin Filistinliler’e arka çıkmak karşısında İsrail’in meşruyetini soru altına almak olduğunu bildirdi.

Amos Gilad

Savaş bakanlığı yöneticisi General Amos Gilad, Herzilya toplantısında bulunan kişilerden biriydi. Gilad, İsrail’i tehdit eden unsurları sayarak Hizbullah’ın 200 bin füzeninin İsrail’e yönelttiğini hatırlattı ama bundan daha çok tehlike arz edenin ise İran’ın her gün bölgede nüfuzunun arttığı olduğunu dile getiridi.

Nikolay Sarkozy

Fransa eski Cumhurbaşkanı Sarkozy de İran ile yapılan uzlaşmayı konuşmasında ele aldı. Sarkozy’nin sözlerinden: “Bu müzakereler sonucu elde edilecek uzlaşma hem metod hem sözleşmenin metni yönleri kabul edilmemeli. Ben açıkça bu sözleşmenin imzalanmasıyla İran’ın hem uranyum zenginleştirme programının hem nükleer de daha ilerleme göstermesini meşrulaştırmasına dikkatinizi çekmek isterim.”

Sarkozy müzakerelerden rahatsız olduğunu açıkladı:

“Ben bu müzakerelerin sürecini kabul edemiyorum, çünkü sadece İranlılar ve Amerikalılar arasında gelişen bir sözleşmeye döndü, Fransa ise tümüyle kenara itildi. Ben her zaman Amerika’nın dostu oldum ve dost kalacağım, ama bu onların bizim adımıza istediklerini yapmalarına yol açmamalı.”

Moshe Ya’alon

İsrail savaş bakanı Ya’alon, İran’ın Irak sınırlarında IŞİD ile mücadele etme adına bulunmasını kınadı ve bunun İranlılar’ın Irak’ı huzursuz etme planlarından biri olduğunu söyledi. 5+1 müzakerelerin ise İran’ı nükleer güce dönüşmesinin önünü açacağını ve ekonomi gelişmesine yardımcı olacağını bildirdi. Ya’alon Amerika’nın bölgedeki Araplar’ı silahlandırmasını da kınadı ve bunun İsrail’in bölgede üstün güç olma pozisiyonunu tehlikeye atacağının altını çizdi.

Binyamin Netanyahu

İsrail başbakanı  Netenyahu İran’ı IŞİD’ten daha tehlikeli olarak nitelendirdi ve eski iddiaların tekrarladı. 5+1 müzakerelerine değinen Netenyahu bunun İran’ı güçlenedireceğini ve ambargoların kalkmasıyla milyarların İran’a gireceğini söyledi. Bunu bir tehdit olaral algılayan İsrail başbakanı, İran’ın bu paralarla bölgede şiddeti besleyeceğini de iddia etti.

Ron Prosor

BM İsrail sözcüsü Prosor, konuşmasında İsrail ile Arabistan’ın ortak menfaalerinin korunması gerektiğini açıklayarak bu iki devletin İran aleyhine birlik sağlamaları gerektiğine taraf oldu:

“Bölgenin  kaos ortamından en fazla çıkarı elde etmeyi planlamalıyız. Bu dönemde bizim menfaatlerimizle Arabistan’ınki örtüşmekte, bunu değerlendirmemiz gerekir.”

Prosor, BM’nin İsrail’i insan haklarını ihlal eden ülkeler listesine almasına itiraz etti. İsrail yerine İran’ın ve Arabistan’ın listede görmek istediğini söyledi.