“Bağdat Havalimanı yakınlarında ABD’nin insansız uçakları tarafından öldürülen Komutan Süleymani’nin yerine gelen kişi, Amerikalılarla savaşarak Süleymani’nin yoluna benzer bir yol izlerse, muhtemelen aynı kaderi yaşayacaktır”. Bu sözlerler, Amerika’nın özel elçisi Brian Hook’un İsmail Kaani’ye karşı düzenlenebilecek bir suikastı açıklamıştır.
Terörist Amerikan hükumetinin Komutan Kasım Süleymani’nin şehadetiyle sonuçlanan vahşi suikastından sonra, Komutan İsmail Kaani, Rehber’in atamasıyla Kudüs Gücü liderliğine getirildi. Kaani göreve gelir gelmez, Kudüs Gücü’nün görevine önceki ile aynı şekilde devam ettiğini açıkladı. Bu da İran’ın politikasının General Süleymani’nin şehadetinden sonra da değişmediği anlamına geliyor.
Süleymani’nin şehadetinden sonra hiç vakit kaybetmeden Kaani’nin hızlı bir şekilde göreve getirilmesi de, Kudüs Gücü’nün bölgedeki faaliyetlerinin durdurulmayacağı, aksine Komutan Süleymani’nin izlediği yolda devam edeceği mesajını verdi.
Bu sırada, bu hızlı görevlendirme düşmanın Direniş cephesinde tek bir kişi ile savaşmadığı, Kudüs Gücü ve Direniş Cephesi ile komple savaştığını gösterdi. Komutan Süleymani’nin bunu oluşturmak ve bu bağlılık üzerinde strajeik bir rolü vardı.
Peki, niçin Komutan Kaani’ye gölge adam deniyor? Kaani, 33 gün savaşı kapsamında Kudüs Gücü’ne katıldı ve Direniş cephesinin her kazanımında Hacı Kasım Süleymani ile birlikte önemli bir rol oynadı.
İsmail Kaani’nin Halep ziyaretinde mesaj taşıdığının kanıtı
ABD ve diğer ülkeler Şehid Süleymani’nin öldürülmesiyle birlikte İran’ın bölgedeki etkisinin yok olacağı ve dengeleri değiştireceğini düşünürken, İsmail Kaani Halep’e bir ziyarette bulundu.
Ancak onlar İsmail Kaani’nin, Kasım Süleymani’den farksız olmadığını ve İran’ın politikasının hiçbir şekilde değişmediğini bilmiyordu. Tek değişen şey, teröristlerin yok edilmesi için her zamankinden daha fazla kararlı olması oldu.
“El-Arabi El-Cedid” gazetesi tarafından “Kaani’nin Suriye yolculuğu – etki mesajı” başlıklı yayınlanan bir raporda, şu satırlara yer verildi: “Kudüs Gücü yeni lideri İsmail Kaani’nin Cumartesi günü başlattığı Suriye’ye ziyareti, çok sayıda mesaj taşımaktadır. İran Suriye’de askeri kararın büyük kısmını kontrol ediyor.”
Bu yolculuk Kudüs Gücü’nün yeni komutanının, Kasım Süleymani’nin şehadetinden bu yana ilk Suriye ziyareti olarak biliniyor. El-Arabi El-Cedid gazetesi, Komutan Kaani’nin Halep ilinin batısındaki cephelerden Nubul ve Ez-Zehra yerleşimlerinin yakınındaki cephelerden başlayarak, güney Halep ve özellikle Suriye ordusunun geri aldığı Han Toman bölgelerini ziyaret ettiğini iddia etti.
Halep, İdlib, Hama, Lazkiye gibi stratejik bölgelerin yanı sıra batı ve güneyin bazı kısımlarına düzenlenen bu ziyaret, özellikle Süleymani suikastından sonra İran’ın bölgedeki istikrarına dair şüphe duyanlara yönelik, bu istikrarın güçlü varlığı ve İran’ın Suriye’deki askeri varlığına dair açık bir mesajdır.
Ayrıca Şehid Süleymani suikastı sırasında bazı kesimler İran’ın Suriye’deki varlığının geri adım atacağını düşünerek, ABD’nin Devrim Muhafızları’nın Suriye’deki varlığını zayıflatacağını söylediler. Ne var ki, İran’ın bunun tam tersini yaptığı, varlığını giderek daha fazla artırdığı ve tehditlere meydan bırakmadığı çok açıktır.
İsmail Kaani General Süleymani’nin yerini aldıktan sonra şu sözlerle Amerika’yı tehdit etmişti: “İran direnişe devam edecek ve ABD’ye cehennemin kapılarını açacaktır.”