Hanizade’nin yaptığı röportajın bir kısmı şöyle:
Sayın Hanizade, Türkiye-İran ilişkilerinin son dönemdeki gerilmesini ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İran’a karşı sarf ettiği sözleri neye bağlıyorsunuzdur?
Bence Erdoğan’ın Tahran ziyaretini, gayri resmi bir özür girişimi olarak tanımlamamız mümkün. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetinin Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’de yapıcı olmayan izlediği siyaset, Tahran-Ankara ilişkilerinin gerilmesine neden olmuştur. Erdoğan’ın İran aleyhine ve gerçekçi olmayan açıklamaları ise iki ülke ilişkisini son derece kırılgan bir hale getirmiş ve Türkiye’yi yanlızlığa sürüklemiştir.
Ama zamanın akışı ve son dönemde Irak, Suriye ve Yemen siyasi arenasında yüz gösteren son gelişmeler, Sayın Erdoğan’ın kendi görüşlerinde değişime gitmesini sağlamıştır. Erdoğan’ın Yemen’in mazlum halkına karşı saldıran Suudi Rejimi’nin yanında yer alması bölge kamuoyununun AK Parti hükümetine karşı cephe almasına neden oldu ve bu nedenden dolayı da Erdoğan’ın İran ziyareti Tahran-Ankara ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmasına vesile olabilir. AK Parti hükümetinin Suriye ve Yemen krizleri konusunda belirlediği siyasetin ciddi ve yapıcı olması halinde tabi ki bu gelişme Tahran-Ankara ilişkilerine de büyük oranda yansıyacaktır.
Efendim Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Tahran’a düzenlediği ziyaretin, İran-Türkiye ilişkilerine nasıl bir etkisi olabilir?
Tabi ki İran ve Türkiye’nin büyük ve yüce halkının tarihi ve kültürel ortaklığını da göz önüne aldığımız zaman, bu ziyaret siyasi ve ekonomik alanlarda iki ülke ilişkilerine de yansıyacak ve tüm alanlarda gelişmesine neden olacaktır. Ayrıca bu ziyaret, İran ve Türkiye’nin değişik konulardaki potansiyelinin günümüz bölgesinde ceryan eden ve bir çok olumsuz sonuçlar doğuran siyasi krizlerin kalıcı bir çözüme kavuşmasında kullanılabilmesine yol açabilir.