Seyyid Ammar Hekim sözlerine şöyle devam etti: “Geçmişte olduğu gibi bugün de bazı çevreler Irak’taki çeşitli etnik gruplar arasında tefrikacılık fitnesini ateşlemeye çalışıyorlar. Özellikle IŞİD’in İslami mezhepler arasında çatışma çıkarma planı, sadece bir delille Iraklıların vahdetine dönüşmüştür. Taklit mercilerinin cihad-ı kifai fetvası aslında Irak’ın geleceğini garanti altına almıştır. Taklit mercileri sadece ülkeyi savunmanın vacip olduğuna fetva vermekle yetinmemiş, gönüllü olarak bu işe katılanların yapmaları ve yapmamaları gereken İslami desturları da beyan etmişlerdir. Teröristlerden kurtarılan bölgelerdeki halka asla saldırılmaması bu desturlardan biridir. Bunun ülke genelinde çok olumlu sonuçları olmuştur.

Irak milli ordusunda farklı din ve mezheplerden insanlar vardır. Şiiler, Sünniler, Türkmenler, Ezidiler, Hıristiyanlar, Asuriler ve diğer fırkalara mensup insanlar aynı cephede omuz omuza savaşmaktadırlar. Hepsinin ortak bir hedefi var: Ülkelerini terörist unsurlardan temizlemek ve Irak’ta insanların huzur içinde yaşayacakları bir emniyeti sağlamak…