Nehir yatağında açığa çıkan cesetlerin 600 civarında olduğu, bunların 05 Şubat 1997’de meydana gelen işgal karşıtı olaylarda tutuklanan ve daha sonra Çinli işgalcilerin katliamı sırasında kaybolduğu bildirilen gençlerin cesetleri olabileceği tahmin ediliyor.
1997 yılı 5 Şubat günü meydana gelen Gulca Direnişi’nden sonra onbinlerce Türk tutuklanmış yüzlercesi öldürülmüş, binlercesi de işkenceye tabi tutulmuştu. Ayrıca olaylardan sonra 1600 gencin kayıp olduğu bunların akibetinin bilinmediği ve haber alınamadığı bildirilmişti. Kaybolan bu gençlerin aileleri evlatlarının gizlice katledilmiş olduğundan şüpheleniyorlardı.
Binlerce Kayıp
Çin Rejimi yetkilileri kayıp 1600 gencin anne babaları tarafından kaçırıldıkları ve gizli yerlere saklandıklarını hatta bunların sınırı geçerek yurt dışına kaçmış olabileceklerini iddia ederek olayı ört bas etmeye ve kendi suçlarını kaybolan gençlerin ailelerine yükleyerek bu vahşeti gizlemeye çalışmakta idi. Çocuklarından haber almak isteyen anne babalar sürekli olarak rejime karşı gelmek suçuyla tehdit ediliyor ya da tutuklanıyordu.
İşkence İzleri
Çinli yetkililerin bu yalanları, İli nehri (İli Deryası) taşınca su yüzüne çıkmış oldu. İli nehrinin taşmasıyla nehir kıyısındaki kumlara gömülü 600 kadar cesedin suların çekilmesinden sonra nehir yatağında ortaya çıktığı ifade ediliyor. Bir kısmı ailelerine ve yakınlarına teslim edilen cesetlerin bir çoğunun vücudunun parçalanmış ve ayaklarının kırık olduğu, vücutlarının çeşitli yerlerinde yara ve çürük izlerine rastlandığı öğrenildi.
600 gencin öldürülmeden önce çeşitli işkencelere maruz kaldığı böylece kanıtlanmış bulunuyor. Bu toplu ceset olayı işgalcı Çin’in sinsi yalanları ile insanlık dışı katliam ve vahşetini bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.