Sözde özür ve geri adım yalanlarına rağmen Siyonistlerin Gazze’deki ambargosu devam ediyor. Türkiye sözde “sert duruş” sergilemiş gibi göründü ama Türkiye, kendi vatandaşlarına yapılan katliama ciddi bir cevap vermedi hatta kendince Siyonist Yetkililere verdiği ceza kararlarını bile İnterpole bildirmedi. Olayın kendisi bile şaibeli kaldı ve olay anındaki Şehidlerin ve gemilerin sayısına ilişkin çelişkili açıklamalar akıllarda çokça soru işareti bıraktı.
Şehid Aileleri, Türkiye Halkı ve İslam Dünyası Türkiye’den Gerçek Bir Tavır Bekliyordu
Sözde Emperyalist ABD hakemliğinde gerçekleştiği iddia edilen ve Türkiye Halkı ile alay edercesine telefon üzerinden özür açıklamaları halkımız ve İslam Dünyasında hayal kırıklığı yarattı. Zaten sözde özrün boş olduğu da kandırmaca Tazminat oyunu ve Gazze Ambargosunun daha da şiddetlenerek devam etmesi ile ortaya çıktı. Filistin ve Gazze halkı için ortam daha da kötüleşti ve Türkiye’nin sözde telefon üzerinden Siyonist İsrail’in özrünü neden kabul ettiği bir türlü anlaşılamadı.
Ayrıca Türkiye üzerinden Mavi Marmara şehid ailelerinin ikna ve tazminat kabulü üzerine yoğunlaştırılmaya çalışılan olay, Gazze Halkının özgürlüğü, İsrail’in uluslararası sulardaki katliamı ve insani haklarından faydalanmaları konusundaki asıl mecrasından saptırıldı. Olay üzerinde aktif olan yardım kuruluşları ve vakıflar işi reklam aracına çevirdi ve adeta Mavi Marmara Katliamından nasıl bir çıkar elde ederiz çabasına girişti.
Latin Amerika Ülkeleri Bile Tavır Göstermişken – Türkiye Geri Adımlar Attı ve İsrail İle Ekonomik İlişkilerini Geliştirdi
Siyonist İsrail Gazze ve Mavi Marmara üzerine her türlü küstahlığı sürdürürken Türkiye üzerinden yapılabilecek en kolay adımlardan biri olacak Ekonomik ve Siyasi ilişkileri bitirme adımı bir türlü atılamadı. Geçen zaman içerisinda Latin Amerika ülkelerinden bile Filistin’e destek için Siyonist İsrail ile siyasi ilişkilerini tamamen bitiren ülkeler oldu ama Türkiye bu dirayeti gösteremedi.
Türkiye ile İsrail arasındaki ticari hacim giderek arttı ve en üst ağızdan değil de alt kademelerden iyi niyet açıklamaları ile halkımıza aslında bir kriz olmadığı mesajı verilirken; Siyasi anlamda da göstermelik tepkiler sürdürülerek kandırma operasyonları devam etti. Ticaret alanındaki Türkiye-İsrail koordinesinin giderek artışı “Devlet siyaseti bakkal hesabına benzemez” gibi kulak dolduran ifadelerle normal gösterilmeye çalışıldı.
Koltuk Krizi Siyonistlerin Özrünün Yalan Olduğunu ve Küstahlığının Devamını İspatladı
“Koltuk Krizi” olarak adlandırılan olay ile Türk Yetkililerin aşağılanması da aslında Telefon Özrünün bir yalan olduğunu ve Siyonistlerin küstahlığa son sürat devam ettiğini ve geri adım atan tarafın Türkiye olduğunu ortaya koydu. Koltuk Krizi Türkiye’nin aslıdan çoktan bitirmesi gereken siyasi ilişkilerinin devam etmesinin verdiği utanç duygusunu daha da derinleştirdi.
Olay Üzerinde Soru İşaretleri Kaldı
Olay üzerinde halkımız üzerinde anlaşılamayan en önemli konulardan biri ise Siyonist Askerlerin Mavi Marmara katliamı anında ellerinde olan ve resimleriyle birlikte yolcuların listesinin ellerinde olmasıydı. Olay üzerinde etkin yardım kuruluşları ve Hükumet dışında bir örneği olmadığı sonradan açıklanan bu listelerin Siyonist İsrail askerlerine nasıl ulaştığı bir türlü anlaşılamadı.
Yine her türlü küstahlığı göze alıp yaptığının arkasında duran Siyonist İsrail’in esir aldığı kişileri özellikle de Mavi Marmaranın organizatörlerini ve öncüleri gibi görünenlerini nasıl kolayca bıraktığı bu kişilerden hiçbirinin nasıl hiç zarar görmeden olayı atlattığı bir türlü açıklanamadı. Zira ellerinde liste bulunan Siyonist Askerler önce bu kişileri hedef almış olmalıydı ancak olay farklı gerçekleşmişti.