Dedesi 20.yüzyılın en etkili Afro-Amerikalısı Malcolm X olan açık sözlü aktivist Malcolm Shabazz ile hiç karşılaşmadım. Ve şimdi onunla asla karşılaşamayacağım. Haberlere göre, Malcolm Shabazz yakınlarda (2013 yılında) Meksika’da öldürüldü.

Malcolm Shabazz ile geçen Şubat’ta Tahran’da yapılan Hollywoodizm Konferansı’nda tanışmayı ummuştum ama ABD Ulusal Güvenlik Dairesinin başkaca fikirleri vardı. Tahran uçağına yetişmeye çalışırken Malcolm FBI tarafından tutuklandı. Tutuklama için asla bir gerekçe gösterilmedi.

ABD yetkilileri Malcolm’u İran’a seyahat etmekten niçin alıkoydular?

Tutuklama neredeyse tamamen politik amaçlıydı. Malcolm Shabazz’ın Hollywoodizm Konferansı’ndaki varlığı bu olaya paha biçilmez bir reklam sağlayacaktı –özellikle siyahi toplum ve Müslümanlar, anti Siyonistler ve anti emperyalist çevrelerde. Ve bu reklâm Malcolm’un yükselen meşhur muhalif statüsünü ateşleyecekti.

Hata yapmayın: Malcolm Shabazz, tıpkı dedesi gibi, baştakiler için uzun vadeli ciddi bir potansiyel tehdit oldu.

Malcolm; İslam’a dönmüş ve “direniş ekseni” için bir sözcü olmuştu, sadece Orta Doğu’daki anti-Siyonist kuvvetler için değil bilakis tüm dünyadaki anti-emperyalist güçler için de. Tıpkı dedesi gibi o da gençken kanunla biraz dirsek temasında bulunmuştu ve dedesi gibi o da geçmişini arkada bırakıp dünyanın mahrumları için karizmatik bir sözcü olma yolundaydı.

John Perkins’e göre Malcolm Shabazz’ı öldüren CIA. Dünya Bankası ve ilişkili kuruluşların lehine imparatorluğun düşmanlarına suikast düzenleyen bu “asteroidler”in olağan şüpheli olup olmayacağını bilmiyorum. Ama %100 eminim ki, bunu düşünüyorlardı.

Nasıl böylesine emin olabilirim?

Bu suikastlar üzerine uzun yıllar çalıştım. Buradan çıkardığım sonuç; imparatorluğun suikastçıları  potansiyel düşmanların profilini ortaya koyar  ve içlerinden hangisinin    “halen potansiyel bir tehdit” olarak  mevcut olacağına karar verir.

Medyaya ulaşmalarıyla karizmatik liderler en dikkate alınması gereken tehditler arasındadırlar. Başkan John F. Kennedy çok karizmatik ve medyayı iyi kavramış olduğundan öldürüldü ki, o, imparatorluğun muhafızlarının kabul edilemez telakki ettiği politikaları zorlama yeteneğine sahipti: Nükleer silahsızlanma, Küba ile barışma, Rusya ile yumuşama, Vietnam’dan çekilme, Üçüncü Dünya ile yeni bir ilişki biçimi. Bu hikâye Amerika’nın öncü barış aktivistlerinden James Douglass tarafından “JFK ve Söylenemez Şeyler” isimli kitabında çok güzel bir şekilde anlatıldı.

JFK’nın kardeşi Robert Kennedy de kodamanlara yönelik “potansiyel bir tehdit” olarak sunuldu.  RFK CIA suikastçıları tarafından vurulmasaydı 1968 seçimlerinde başkan seçilecekti. Robert başkan olmak istedi, böylelikle kardeşinin katillerini kovuşturabilir ve kardeşinin politikalarını devam ettirebilirdi. Ama “astroidler” ve onların banka hortumcusu ustalarının başka fikirleri vardı.

Martin Luther King de “potansiyel bir tehdit” idi. FBI onu delirtmeyi ve intihar ettirmeyi denerken bile,  MLK Vietnam savaşına ve bütün askeri endüstri kompleksine karşı çıktı. İntihardan uzak bir halde MLK yarım milyon insanla Washington DC’yi işgale öncülük etmeyi ve savaş ve yoksulluk sona erene kadar orada kalmayı planlıyordu.  Bu durumda, 1999’da kurulan yasal bir jüri hükmü olarak, ABD Ordusu, FBI ve CIA Dr. King cinayetinde birlikte çalıştılar. Hikâyenin tümü William Pepper’in “Act of State” (Devlet İşi) kitabındadır.

Yakın tarihteki “potansiyel tehditler”e babasının ve amcasının katillerini takip eden, 1999’da öldürülen JFK Jr de dahildir. Senatör Paul Wellstone 11 Eylül’ü soruşturmayı ve ABD’nin Irak’ı işgalini engellemeyi planladığı için öldürüldü. Ve Venezüella Cumhurbaşkanı Hugo Chavez Latin Amerika’yı ABD imparatorluğu kontrolünden çıkarmak için neredeyse tek başına yeterli karizmaya sahip olma suçundan bir kanser silahıyla öldürüldü.

CIA 1965’de onun suikastını yönettiğinde, Malcolm Shabazz’ın dedesi Malcolm X de “potansiyel tehdit” idi. Malcolm X, fakir ve orta sınıf Amerikalı beyaz ve siyahlarla birlikte emperyalizmin Batılı olmayan diğer kurbanlarını ve Müslümanları içeren antiemperyalist bir ittifakı şekillendiriyordu… Üç yıl sonra öldürüldüğünde Dr. King de aynı ittifakı bir araya getiriyordu.

Ve şimdi, aynı antiemperyalist ittifakın güncellenmiş bir versiyonunu biçimlendiren Malcolm Shabazz Meksika’da öldürüldü. Tesadüf mü? Belki.

Ama buna onun muhtemel katillerinin bakış açısından bakalım. Onların perspektifinden Malcolm Shabazz dedesinin adımlarını izler gibi göründü. Şayet onu öldürmek için daha uzun süre bekleselerdi ve onun saygın bir aktivist olarak büyüyen şöhretine izin verselerdi suikast düzenlemek daha da zor olacaktı. Ardından onun ilk gençliğinde işlediği iddia olunan suçların izi üzerinde temellenen bir medya propagandası yürütüldü: o “sadece bir gangster” idi.

Eğer kitabının bitirilip basılmasına kadar bekleselerdi, ölümüne şüpheyle bakılacak ve kitabı çok satılacaktı.

Ve şayet dedesi gibi meşhur ve etkili olmasına kadar bekleselerdi ellerindeki büyük bir problemle gerileceklerdi.

Bu durumda, anlaşılan, engelleyici önlem almaya karar verdiler. Öldürün onu, o henüz on yıllıkken veya “sorunlu” aşaması geçmişken. Bunu “suçlu geçmişi ile sorunlu genç adam”ı destekler bir şekilde yapın. Alaycıkuş Nakaratı Operasyonu. Bu nakaratı kontrol altındaki bütün medya yayınları yoluyla yayın.

Malcolm Shabazz ‘a  her ne oldu ise, oldukça aleni bir şekilde görülmektedir ki; istihbarat teşkilatı unsurlarından ABD ana akım medyasına  sızanlar,   ölümünden sonra (olayı) bir karakter katli haline getirmek, geleceği parlak bir  aktivist olarak Malcom’un rolünü belirsiz hale sokmak   ve İmparatorluğa uzun vadeli bir  tehdit olarak göstermek yönünde  tasarlanmıştı.

CIA-Mossad bağlantılı Google’da “Malcolm Shabazz” için arama yaparsanız, ilk sonuç CIA propaganda cephesi Huffington Post tarafından yayımlanan bir hikâyedir. Bu hikâye Malcolm’un adını çamura sürüklemek için düzenlenmiş bir karalamadır.

Huffington Post: “Gençliğinde, babaannesinin ölümüne sebep olan bir yangın çıkardı.”

Gerçek: Malcolm Shabazz bir çocuk olarak o yangını inkâr etti; neredeyse bütün sanıkların zorlandığı şekilde, suçunu kabul etmeye zorlandı, özellikle Afrikalı-Amerikalılar dava pazarlığında suçu işlesin ya da işlemesin uzun süreli hapis cezasını önlemek için suçu kabule zorlanırlar.

Huffington Post: “Shabazz hayatı boyunca kanunla sorunlu olmaya devam etti.“

Gerçek: Son mahkumiyeti on yıldan fazla bir zaman evvel,  2002’deydi; Bu karakter katillerinin bulabildiği tek “sorun”,  yasal olarak masum olduğu ve öyle kaldığı anlamına gelen mahkumiyetsiz bir tutuklamaydı. Bir diğer ifadeyle, 2006’da “bir mağaza penceresinde bir delik açma” suçlamasında yasal olarak masum kabul edildi (yedi yıl önce!).

Obama’nın başkanlığının “Siyahken Araba Kullanma”yı (Amerika’da siyah bir sürücü olmanız polis tarafından sorgulanmanız ve aranmanız için yeterli bir sebeptir. Buna Driving While Black denilir. Ç.N.) yasallaştırmadığı Amerika’da pratikte bütün siyah adamlar “kanunla sorunlu”dur. Gerçekte onlar kanunla sorunlu değillerdir. Kanun onlarla sorunludur. Genç, siyah ve erkek olmak masumiyetini ispat edene kadar suçlu olmak anlamına gelir.

New York Times, Huffington Post ve benzer yayınlardaki emperyalist propagandacılar Malcolm Shabazz’ı karalamak için fazla mesai yapıyorlar. Bu, Malcolm Shabazz’ın bir diğer politik suikastın kurbanı olduğuna dolaylı bir delildir.

Malcolm Shabazz’ın gerçek “suç”u, tıpkı meşhur dedesi gibi, direniş cephesine katılması, Siyonizm’e ve ABD imparatorluğuna karşı ayağa kalkması ve hakikati söylemesiydi.