Abid Fettah, “Bizler Şia’nın tüm değer verdiği şeylere saygı duyuyoruz ve biliyoruz ki Şia da Ehlisünnetin değerlerine saygı duyuyor. Aşırıcılık ister Ehlisünnet tarafından ister Şia tarafından vuku bulsun tehlikelidir ve kabul edilemez.’’ dedi.

Abid Fettah şöyle konuştu:

“Aslında Ehlisünnet ve Şia birdirler. Birçok noktada ortak değerlere sahiptirler. Eğer meselelere bu ortak değerleri baz alarak yaklaşırsak cüzi konularda ihtilafa düşmemize gerek kalmaz. Hiçbir dinde mezhepler arasındaki ortak değerler, İslam’da olduğu kadar fazla değildir.

İslam’ın dünyamızı aydınlatmaya başladığı ilk günden, bugüne kadar süregelen en tehlikeli oluşum aşırıcılıktır. Tarih boyunca savaşlara ve iç karışıklıklara şahit olan dinlerin temelinde de aşırıcılık vardır. Ve maalesef bu tehlikeli yaklaşım dinlerin yok olmasına sebep olmuştur.

Başkanı olduğum teşkilat ve üyesi olduğum mecliste şunu açıkça söylüyorum; bugün dünya İslam dinini zayıflatmak için gönüllü seferberlik ilan etmiş. En acı olanı ise bazı Müslümanlarda bu gönüllü seferberliğe ön ayak olmuş ve İslam dininin zarar görmesi için adeta azami gayretin harcıyor. Bunun sebebi, söz konusu Müslümanların İslam dinini gerçek manada tanımıyor olmasıdır.

Eğer Allah’ımız, kıblemiz, Peygamberimiz ve daha birçok inancımız bir ise, birbirimizi dinden çıkmış gibi görmeye ve ihtilafların pençesinde birbirimizi yaralamaya gerek yok. Ben, bir kez daha altını çizerek söylüyorum; Şia ve Ehlisünnet arasında savaşacak, kan dökecek kadar derin uçurumlar yoktur. Ama maalesef bazıları cüzi meselelerden su istifade ederek Müslümanlar arasında tefrika çıkarmaya çalışıyor.

Bizler Şia’nın tüm değer verdiği şeylere saygı duyuyoruz ve biliyoruz ki Şia’da Ehlisünnetin değerlerine saygı duyuyor. Eğer devreye bundan başka bir seçenek girerse İslam düşmanlarının avuçlarını ovuşturarak hayalini kurduğu mezhepler savaşı tüm Müslümanları yakıp kavurur. İslam âlimleri ve kanaat önderleri gönül ve söz birliği yaparak insanları aşırıcılık tehlikesine karşı bilinçlendirmelidir.

Bizler bu tehlike karşısında uyanık olmazsak hiç beklemediğimiz bir anda kendimizi anlamsız bir savaşın içerisinde buluruz. Ehlisünnet ve Şia arasında ortaya çıkacak, bir mezhep savaşı İslam’ın yok olması anlamına gelir.”