Suriye’nin kuzeyindeki Rojava bölgesinde YPG ile IŞİD arasında çıkan çatışmalarda yakalanan IŞİD militanları YPG’nin cezaevlerinde tutuluyor.

Aralık 2015’te, YPG güçleri tarafından Haseke’nin El Havl ilçesine bağlı Heresta köyünde yakalanan Abudhadi’nin bir kardeşi halen IŞİD saflarında savaşıyor.

Türkiye İle IŞID’ın Arası İyi

2013 yılında IŞİD’e katıldığını anlatan Abdulhadi, Til Berak’da Suriye ordusuna karşı savaştığını söyledi. Yakalanmadan önceki tanıklıklarını aktaran Abdulhadi’ye göre, Türkiye’nin IŞİD’le ilişkilerinde hiçbir sorun yoktu. IŞİD’te çok sayıda Türk savaşçı olduğu bilgisini veren 20 yaşındaki IŞİD üyesi, Adana’da askeri eğitim aldığını iddia etti:

“Adana’da bir IŞİD emiri vardı, bir süre onunla kaldım. Ağustos 2014’te Adana’da askeri eğitim aldım. Havaalanına yakın bir köyde 60 kişi askeri eğitim alıyorduk. Sabah kalkıp spor yapıyorduk.

Haftada bir atış eğitimi alıyorduk. Kalaşnikof, Bixi ve diğer silahları kullanıyorduk. Bize eğitim veren kişi Urfalı Ahmet’ti. İbrahim adında biri de bize tercümanlık yapıyordu. Türkiye, Suriye’ye göre daha güvenli diye eğitimimizi Türkiye’de verdiler. Suriye’de bombardımanlardan dolayı askeri eğitim almamız mümkün değildi.”

Adana Kampı ÖSO’nun Diye Yansıtıldı

Türkiye’nin Suriye’deki terör örgütleriyle bağı, bir süredir çok tartışılan bir konu. Suriye’de savaşan ve ‘ılımlı’ olarak yansıtılan bazı grupların, Türkiye’de eğitim kampları olduğu iddia edilmiş, resmi makamlar bu iddiayı yalanlamıştı.

Türkiye’nin, ‘ılımlı muhalif’ olarak tanımladığı ÖSO’nun merkezinin Hatay olduğu ise biliniyor. Abdulhadi, Adana’da eğitim aldıkları kampın basına ÖSO kampı olarak yansıtıldığını da ifade etti:

“Basına Özgür Suriye Ordusu olarak eğitim aldığımız yansıtıldı, oysa eğitim alan herkes IŞID üyesiydi. Eğitimdeki 60 kişinin hepsi Suriye vatandaşıydı. Bu 60 kişinin çoğu iş amacıyla Türkiye’ye gelmişlerdi ama sonra IŞİD’e katıldılar.”

Urfadan Rakka’ya Uzanan IŞID Koridoru

Konuşurken zaman zaman heyecanlanan Abdulhadi, asıl görevinin Suriye’den gelenleri karşılamak olduğu bilgisini verirken, sınırdaki cihatçı trafiğine dair de önemli açıklamalar yaptı:

“İnternet üzerinden Suriye’dekilerle irtibata geçiyordum, onların Türkiye’ye gelmesini sağlayıp eğitime sokuyordum. Eğitimden sonra Adana’da emir olan amcamın oğlunun yanında 5 ay kaldım.

Görevim, Suriye’den gelenleri karşılamaktı. Emirim bana Türkiye’de kal dedi. Sivilleri Urfa’ya, oradan da Rakka’ya gönderiyorduk. Sonra Rakka’dan Suriye’nin çeşitli bölgelerine görev dağılımları oluyordu. Kaldığım köyde sivil insanlar vardı. Köy halkı bizim çalışmak için köye geldiğimizi düşünüyordu.”

İnsani Yardım Adı Altında Silah Geliyordu

Türkiye’deki IŞİD üyelerinin sayısı hakkında bir bilgisi olmadığını söyleyen Abdulhadi, şöyle devam etti:

“IŞİD’e Irak’tan sivil araçlarla ve yardım, gıda yükü görünümüyle silah geliyordu. Ağır silahlar Şeddadi’den geliyordu. Bende Şeddadi’de kaldım bir süre. IŞİD’in istihbarat biriminde çalıştım. Emirim beni El Havl’a bağlı Efır köyüne gönderdi.

Bir gece bu köyde kaldım, ertesi gece YPG bizim kaldığımız noktaya baskın yaptı. 11 Aralık 2015 günü saat 24:00’da YPG bizi yakaladı. İki kişi yakalandık. Ebu Yahya adında bir Fransız vardı El Havl’da, o emirdi.”

IŞİD’e katıldığı için pişman olduğunu vurgulayan Abdulhadi, “Okuduklarımla pratikte örgütte gördüğüm çok farklı” sözleriyle hayal kırıklığını dile getirdi.